Haydi paşalar Galatasaray'a



Gerçek 12 Eylül iddianamesi 
Cumartesi Anneleri’dir. 
Kenan Evren ve hempalarını 
mahkum ettirmek isteyen 
ya paşaları Galatasaray’a getirir, 
ya anneleri duruşmaya götürür.


Türkiye, açık davaların ülkesi. Açık yaralar gibi. Kapanmayan davalar.
400 haftadır her cumartesi Galasataray Lisesi’nin önünde bazı insanlar oturuyor. Ellerinde fotoğraflarla. Kayıplarını arıyorlar. Yas tutma hakları bile ellerinden alınmış. Devletin güvenlik güçlerinin alıp vermediği kayıplarını arıyorlar. Oğullarını, kızlarını, kardeşlerini, sevgililerini, yoldaşlarını.
Ağır bir kötülüğün mağdurları onlar; Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetimine el koyan 12 Eylül cuntasının topluma karşı suçlarının mağdurları. İnsanlığa karşı suçların.
Kayıplarının akıbetini öğrenmenin yanında bir istekleri daha var:
Bu suçları işleyen kişilerin yargılanması. 12 Eylül generallerinin tesis ettiği “yeni nizam”da “suç” değilmiş de sıradan devlet faaliyetiymiş gibi algılanan işkence, kaçırma, kaybetme, sokak ortasında kurşuna dizme suçlarının yargılanmasını. Hem tek tek kendi kayıp sevgilileri için, hem de aynı akibete uğramış yoldaşları için. Kendileri de, kayıp sevgilileri gibi, uzun yıllar “terörist” muamelesi gördüler, zaman zaman yükselen destekler, devletin ilk kaş çatmasında, olmadı gazında, olmadı kurşununda geriledi. Yalnız kalmak, “bir avuç” kalmak onları yıldırmadı. Israr ve inatla talepleriyle gelip oraya oturdular.
O talepler, açık bir davanın açık iddianamesidir. Evet, Cumartesi Anneleri, gerçek 12 iddianamesidir. Gerçek duruşma da oradadır. 12 Eylül’ün kurumlaştırdığı gözaltında kayıp, faili meçhul ve yargısız infazların deşifre edilmesi, sadece faillerinin ceza alması açısından değil, mekanizmanın kullanılamaz hale gelmesi açısından da 12 Eylül’e karşı açılacak bir davanın gerçek zemini olurdu. Bu yapılmadı.
Bu yapılmadı ama 12 Eylül’e bir dava açıldı. Şu günlerde Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya adlı eski generaller yargılanıyor. O davanın en önemli eksiği, giderilmediği taktirde her şeyi berbat bir ortaoyunu görüntüsüne sokacak eksiği, iddianamesinin yokluğudur. İçinde Cumartesi Anneleri olmayan bir iddianame, olsa olsa 12 Eylül’ü aklama işini görebilir.
Sözü uzatmaya gerek yok.
Cumartesi Anneleri gerçek 12 Eylül iddianamesidir. 12 Eylül davasındaki “insanlığa karşı suç” eksikliğini tamamlayan gerçek iddianame. 12 Eylül’ü yargılıyorum diyorsanız, ya Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya paşaları ve onların zehirli emirlerini uygulayan devlet çetelerini toplar getirirsiniz bu meydana, ya da bu “anne”leri alıp duruşmaya katarsınız.
Son bir söz: Cumartesi Anneleri’nin yalnızlığı, 12 Eylül’ün kurduğu toplumsal düzenin başarısını gösterir. Paşaların ve adamlarının kibri ve küstahlığı da bunu bilmelerinden olsa gerek; savcısıyla, toplumun çoğunluğuyla, her tür suçu görmezden gelmeyi başarabilen toplum değil miydi zaten onların hayali? 
(24 Kasım 2012 Radikal)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

12 Eylül bildirisinin tam metni

15 Temmuz darbe girişimi bildirisinin tam metni